Cevrem de kismen boyle ama bununla ilgili genel birkac sey daha cok karsima cikti. Bulabilirsem onlari paylasmak istedim.
Ilkinin adini bulamadim. Yari Turk yari Amerikan bir kiz vardi, Sozluk'te ya da baska bir mecrada gundem olmustu sanirim. Vlog baslatma fikrini paylasmis zamaninda arkadaslariyla. Ne kadar Turk arkadasim varsa "Aman, bir suru vlogger var, sen ne yapacaksin ki yeni. Hic gerek yok, cok uzun sure ugrastirir seni" demisler; Amerika'ya gittiginde oradaki arkadaslari "Aaa, ne guzel, neler anlatacaksin" diye heyecanlanmislar. Kizcagiz da, yazik, "Ne guzel vlogum oldu. Neden Turk arkadaslarim boyle dedi, anlayamadim acikcasi" falan diyordu Youtube'da.
Tam da bununla ilgili her zaman yapistirdigim Hosftede'nin kultur endeksini yapistirayim. Bircok halti aciklayabilen bir sey bu.
image.slidesharecdn.comBurada Turkiye'nin "uncertainty avoidance" dedigi sey birkac konuyu birden kapsiyor. Turkiye'nin puani 100 ustunden 85. Bu konulardan biri de gelecegin garanti altina alinmasi ya da hayatin standart yoluyla ilerlemesi. Yani, bir anlamda ise girdiginde "Emekliligi var mi"nin ilk akla gelen sorulardan olmasi, memur olup is garantisinin saglanmasi, vb. Turkiye girisimci bir ulke degil, girisimci olani seven bir kulturu yok. Son zamanlarda kabugunu kirmaya baslasa da, tam tersine her seyin eskiden olan yollarla yapilmasini ilke edinen bir ulke.
Bir kitabi 2010 civari okudum, yanimda da degil, yazari kimdi hic hatirlamiyorum. Amerika, Ingiltere ve Turkiye karsilastirmasini yapiyordu. Bu iki ulkeden kendi isini kurmak icin okulu birakan insanlarla Turkiye'yi karsilastiriyordu ve diyordu ki "Ingiltere ve Amerika'da kendi isini kurmayip omur boyu baskasinin isinde, firmada calismak belirli bir egitim duzeyi olan insanlar icin cok anlamsiz geliyor. 'Tabii ki kendi isimi kuracagim' mantalitesi var. Turkiye'de biri onu yapmaya kalksa ilk basta annesi 'Evladim, guzelim maasin duzenli yatiyorken neden simdi batip cikacagin belli bile olmayan ise giriyorsun ki' der. Isini kurana kadar o kadar cok hevesi baltalanir ki, isi kuramaz, kursa da yurutmeye mecali kalmaz hale gelir"
Erhan Erkut'un bu konuyla ilgili soyle bir roportaji da var:
Turkiye’de biliyorsunuz veliler geliyor üniversite tanıtımına, çocukları üniversiteye gönderip göndermeme kararını veliler veriyor. Tipik nazik veli reaksiyonu: “Hocam ağzına sağlık, bütün bunlar çok ilginç ama bize daha tipik, bu işler sizin üniversiteden dışarı çıkmayacak mı?” tarzı bir soru hemen hemen her tanıtım toplantısından sonra geliyor. Tabii burada sayın veli nazik oluyor, tercümesi şöyle: ”Ya sen uçuyorsun kardeşim. Sen bunları bırak da bizim Hüsnü Bey’in yanında bir memuriyet bir şeyler var mı hani? Ayda 800-1000 lira maaşa bizim çocuk sonunda kavuşabilecek mi?”
Ayni roportajda o da Hofstede'den bahsetmis.
www.etohum.comAslinda isten cok bahsettim ama genel olarak her guya siradisi yaklasim bu sekilde. Ailenin "Ne zaman evleneceksin" sorusundan, "Ben sana yapma demiyorum, hobi olarak yine yap"ina kadar. Ozetle, akillica veya planlica da olsa toplumumuz riski sevmez ve steril bir cevre degilse elini sallasan boyle insanlara degiyor.